21 Ekim 2014 Salı

Grafiklerle Öğreniyoruz

Biraz gecikmeli bir paylaşım olacak ama paylaşmadan da duramayacağım :)
Yeni öğrendiğimiz bir eğitim yaklaşımını yavaş yavaş ders işlenişlerine entegre etmeye çalışıyoruz.  Duyanlar duymayanlara anlatsın "Eğitimde Sistem Düşüncesi" hayatımıza girdi. 
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için http://www.egitimdesistemdusuncesi.org adresini ziyaret edebilirsiniz. 
Gelelim biz bu konuda neler yapıyoruz kısmına. 
Bu yaklaşım içinde çocuklarla birkaç farklı türde çalışma sınırsız konuya uyarlanabiliyor. En kolay kullanılabilecek olan zaman akış çizelgeleri. Bir grafiğin yatay ekseni zamanı ya da geçen süreyi belirtirken düşey ekseni de ölçtüğümüz özelliği belirtiyor. Bu duygular olabilir, herhangi birşeyin miktarı olabilir. Yapacağınız etkinliğe ve işleyeceğiniz konuya bağlı olarak siz belirleyebilirsiniz.  Aslında bildiğiniz grafikleri yaşantımızın farklı alanlarına uyguluyoruz. Bu şekilde çocuklar soyut kavramları daha kolay somut hale getirebiliyor.
Bizim ilk çalışmamız "Okulda İlk Hafta Duygularım" grafiğimiz. Başlamadan önce hissettiğimiz duygulardan bahsettik. Farklı durumlarda herkesin farklı şeyler hissedebileceğini konuştuk. Ardından çalışma kağıdımızı miniklerime dağıtıp basitçe yönergeyi verdim. "Birinci gün nasıl hissediyordun?" "Sence nereyi işaretleyeceğiz?"  Bu şekilde duygularımızı belirleyip uygun kutulara nazar boncuklarımızı yapıştırdık. 

Basitçe grafiklerimiz hazır olunca sıra geldi noktaları birleştirmeye. Yine kısa bir açıklamanın ardından herkes grafiğinin çizgilerini de tamamladı. Elbette hata yapanlar oldu. Onlar da anında müdahele ile toparlandı. 

Son olarak grafiklerimizi panoya asıp etkinliği tamamladık. Bu grafikleri sonraki hafta duygularımız konusunu işlerken yorumlayarak öğrendiklerimizi pekiştirmek için kullanadık. 


Çalışmayı biz haftanın son günü yaptık ancak gün gün yapılırsa daha iyi sonuç alınacağını gördüm. Çünkü minikler geçmişe dönük günleri karıştırabiliyorlar. Bazıları da güzel zikzaklar elde etmek için ufak hilelere başvurabiliyorlar. Bir de örneğin bir tenefüste arkadaşına kızdığını hatırlayıp tüm günü kızgın geçirdiğine ya da bütün günü ağlayarak geçirip grafiği yaparken o gün çok mutlu olduğuna karar verenler oluyor. Elbette ben hiçbirine müdahele etmedim. Kendi duyguları hakkında düşünmeleri benim için bu etkinliğin en önemli kısmıydı. Bunu da başardık ;)

14 Ekim 2014 Salı

Açık Hecelerde Ezber Bozuyoruz

Uzuun bir aradan sonra yeniden merhaba. Okula değil ama yazmaya bir süre ara vermek durumunda kaldım. Hayatımda bir radikal değişiklik yapıp, memleket hasretimize daha fazla dayanamayıp devlet memurluğundan istifa ettim. Şimdi sevgili İzmir'imde Ekin Koleji'nde yeniden minicik birlerle aynı keyifle mesleğime devam ediyorum. 
Birikmiş ama paylaşamadığım bir kaç etkinliği şimdilik bir kenara bırakıp okuma yazma çalışmalarıyla ilgili dumanı üstünde bir çalışmamızdan bahsetmek istiyorum. 
Araya bayramı sokmayalım diye düşünerek ilk sesimizi bayram dönüşü verip bu keyifli sürece başladık. Sıralama yıllardır değişmeden "e-l-el" şeklinde başlar. Buraya kadar herşey güzeldir de sonra dilbilgisi kurallarına aykırı yanlış bir heceleme ile "el-e" yazıp "ele" sözcüğüne ulaşır, oradan da "e-le" şeklinde hecelere ayırıp "le" açık hecesine ulaşırdık. 
Geçen yıl Eğitimde İyi Örnekler Konferansı'nda Yar. Doç. Dr. Hülya Kartal'ın öğrenci katılımıyla hece oluşturma konulu sunumunu izlemiş ve öğrencilerin açık hecelere ilk günden itibaren aslında ne kadar kolay ulaşabildiklerini hayretler içinde öğrenmiştim. O yüzden bu sene okuma yazma sürecinde ezberleri de sıralamaları da bozduk. 
İlk işimiz el sözcüğüne ulaşmaktı elbette. Her çocuğumun sırasına üzerinde "e" ve "l" harflerinin yazılı olduğu iki post it  yapıştırarak işe başladık. 


Harfleri ayrı ayrı okuduk. Ardından onlardan harfleri uç uca gelecek şekilde birleştirip okumaya çalışmalarını istedim. 


Bu aşamada artık harflerin birleştiğini bizim de onları ayrı ayrı okuyamayacağımızı belirttim. Bir kaç "e, l" fısıltısının ardından sıralardan birinden "el" nidası yükseldi. Hemen onaylayıp tahtaya kocaman bir el yazıp okudum. Ardından standart uygulama, kağıtlara ellerimizi çizip her yerine el yazdık. Deftere geçtik ve iki sıra el yazdık. El sözcüğüyle cümleler kurduk, söyledik. Minikler bu cümle kurma işine bayılıyor ve dersin en yoğun katılımlı kısmı oluyor. 



Bir sonraki dersimiz için önceden basit bir materyal hazırladık. Önceki akşam pvc yaptırdığımız sınıf kuralları kartlarını keserken artık parçalar işe yarar mı diye düşünmüştüm. Aklıma bunların üstüne harfleri yazarsak kolayca birleştirme yapabileceğimiz geldi.  Çok da basitçe bu şeffaf harf kartlarını hazırladık. Yeni dersimizde bu kez her çocuğa minik pvc parçaları üzerine yazılmış "e" ve "l" harflerinden birer tane dağıttık. 


Her minikten önce el sözcüğünü oluşturmalarını istedik. Şeffaf kartlar üzerine yazılı harfleri kolayca birleştirdiler ve el yazıp okudular. 


Sonra sıra Pepee'ye geldi. Pepee'nin le hanım türküsüyle halay çektiği bölümü youtube ile açtık. Sınıfın ortasında bir güzel halay kurduk kurtlarımızı döktük. 
Halay bitince türkünün "le le le"kısmını söyleyerek bu heceye dikkat çektik. Ardından masada oluşturdukları "el" sözcüğünün sıralamasını ters çevirmelerini istedik. Yani başa "l" sona "e" gelecek şekilde yeniden yazdılar ve yazdıkları şeyi okumaya çalıştılar. 


Öğretmenleri durmadan "le le le le hanım" diye mırıldandığından mıdır bilinmez birisi "le yazıyor!" diye bağırıverdi. Hemen birlikte okuduk ve defterlerimize ikişer satır le yazdık. 
Şimdi hiçbir yanlış heceleme yapmadan ilk açık hecemizi oluşturmuş olduk. Onu bir daha tek başına okuyup yazmaya uğraşmadan yeni sözcükleri oluşturmak için kullanacağız elbette. Yarın yanına "e" sesini getirip "ele" ve "el" sözcüğünün ardına yazıp "elle" sözcüklerini oluşturacağız. Oluşturduğumuz her sözcükle ilgili cümleler kurup okuma yazma çalışmalarımızın ilk adımını tamamlamış olacağız. 
Gerçekten çocuklar uygun ortam, destek ve materyal ile açık heceleri ilk günden itibaren kendileri oluşturabiliyor. Böylece yanlış heceleme alışkanlıkları kazandırıp bunu düzeltmekle uğraşmaya hiç gerek kalmıyor. Önümüzdeki açık heceler için de farklı etkinliklerle yöntemi uygulamaya devam edeceğiz.